7'den 70'e Okçuluğa Başlamak İsteyenler İçin Okçuluk Başlangıç Setlerimiz Sizler İçin Hazır

Ok ve Yaydan SİHA’ya: Erhan Afyoncu’nun “Türk Savunma Sanayii’nin Tarihi Süreci” Hakkındaki Değerlendirmesi

Ok ve Yaydan SİHA’ya: Erhan Afyoncu’nun “Türk Savunma Sanayii’nin Tarihi Süreci” Hakkındaki Değerlendirmesi

Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, modern savunma sanayii üzerine yaptığı son konuşmalarında hem tarihî bağlar hem de güncel teknolojilere vurgu yaparak dikkat çeken tahlillerde bulunuyor. Ok ve yay ile başlayan ve top, tüfek gibi silahlarla devam eden bu savunma geleneğini günümüzdeki İHA ve SİHA teknolojilerine bağlaması, geçmişin mirasını geleceğin gücüyle bütünleştirmesi açısından oldukça önemli.

Afyoncu, Orta Asya Türklerinden Osmanlı’ya ve günümüze kadar uzanan savunma tarihini aktarırken, “Türkler at üzerinde ok ve yay ile fetih ve hâkimiyet kurdular,” ifadesini kullanıyor. Bu sözler, en eski savaş teknolojisinin bile bir toplum için hayati değer taşıdığını gösteriyor. Ona göre, bugün insansız hava araçlarıyla elde edilen başarılar, tarihî bir sürekliliğin ve milli ruhun modern bir tezahürü. Özellikle “TB3’lerin savaşları değiştiren bir silah” olduğunu vurgulaması, bu geleneğin teknolojiyle birleştiğinde nasıl dönüştüğünü gözler önüne seriyor.

Afyoncu, “ABD F-35 vermediği için SİHA yaptık” diyerek Türkiye’nin kendi savunma gücünü üretmekteki kararlılığını da öne çıkarıyor. Ona göre savunmada dışa bağımlı olmak bir zaaf, kendi üretim gücünü inşa etmek ise milletlerin bağımsızlığı için temel bir şart. Bu noktada, “Türk’ün yeni Kızılelma’sı” olarak nitelendirdiği ilk yerli insansız savaş uçağının adı, sadece bir savunma aracı değil; kültürel ve tarihî bir sembol olarak da değer taşıyor.

Sonuç olarak, Erhan Afyoncu’nun söylemleri, Türklerin tarih boyunca kullandığı savaş araçlarını günümüz savunma teknolojisiyle ilişkilendirerek güçlü bir perspektif sunuyor. Ok ve yaydan başlayan bu serüven, top ve tüfekle devam etmiş, bugün ise İHA ve SİHA’larla yeni bir boyuta taşınmıştır. Bu yaklaşım, tarihimizin kökleriyle geleceğe dair vizyonumuzu birleştiren anlamlı bir yolculuk olarak görülebilir.

Türkler kompozit (birden fazla birbirinden farklı bileşenlerden oluşan) yay ile dünya’ya hükmetmiştir. Kısa ve güçlü yayları at üzerinde iyi bir kompozisyonla kullanan Türkler tarih sahnesinde güçlü bir şekilde var olmuştur. Ok ve yayla çıktıkları yolda Anadolu’nun kapısına dayanmış ve 1071’de Anadolu’nun kapılarını açmışlardır.

Yine Afyoncu’nun aktarımıyla topu ve tüfeği Türkler icat etmemiş ancak en etkili Türkler kullanmıştır. 1453 yılında Fatih Sultan Mehmed topun güçlü ve yıkılmaz denen surların toplarla yıkılabileceğini 1516 yılında Mercidabık’ta Yavuz Sultan Selim tüfeğin piyade muharebelerinde nasıl kullanılabileceğini dünya’ya göstermiştir. Günümüzde de ülkemizde üretilen insansın hava araçları uzun süredir üstün gelinmeyen silah teknolojisinde Türklere yeni bir sayfa açmıştır.

Konuralp Okçuluk olarak bizler de aynı anlayışla, geçmişin ok ve yay kültürünü günümüzde yaşatmak için çalışıyoruz. Özellikle Sakarya’da Okçuluk alanında, Okat Geleneksel Spor Kulübü bünyesinde verdiğimiz destekle gençlere hem tarihî mirası tanıtıyor hem de modern sporun disiplinini kazandırıyoruz. Bu çalışmalarla, milli ruhun geçmişten geleceğe taşınmasına katkı sunuyor, Konuralp Okçuluk olarak tarihî sürekliliğin bugünkü temsilcilerinden biri olmayı sürdürüyoruz. Geçmişten mirasla geleceği şekillendiriyoruz.

Bu gönderiyi paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir